24 Kasım 2012

BİR RAHATLAMA MI GELDİ NE?

Bu sene vizelerin tarihi baya geç açıklandı.Üniversitede ki öğrenci sayısının artmasıyla yaşanan sınav salonu problemlerinden dolayı oldğunu düşünüyorum.Bütün fakültelerin sınav tarihleri farklı farklı olarak ayarlandı.Kasım ayının ilk haftası olarak tahmin ettiğimiz sınavlar mühendislik fakültesi öğrencileri için ancak 17'sinde başlayabildi. Daha çok var hallederiz be oğlum,yaparız rahat ol sen derken bir anda geldi sınavlar ne olduğunu anlamadan her zaman ki gibi kasıp kavurdu çoğumuzu.
Hafta öncesinde başladık tabi biraz çalışmaya cuma günümüzün boş günü olmasının avantajıyla da hazırlamaya başladık ha bir de sınavların cumartesi, pazar başlaması ve ilk iki sınavımızın nesne yönelimli programlama ve veri yapıları olması avantajları dezavantaja çevirsede.
Geçen sene 2.dönemden bir kaç dersimin kalmasından dolayı ortalamamın Erasmus sınavı için istenen seviyeye ulaşmaması sonucu hırs bastı ister istemez.Önce ortalamayı istenen seviyeye çekip ondan sonra da şu çok istediğim Erasmus stajına hak kazanmak şu an için tek dileğim.Hırs bastı dediysek öyle yine günlük ders tekrarı, düzenli çalışma falan yok, sadece dersleri kaçırmamak diyelim şuna.Vizelere kadar toplamda sadece 2 saat ders kaçırmış olmakla gurur duyuyorum kendimle.Hazırlık ve geçen seneden sonra böyle bir istatistik ortaya çıkarmak kendi açımdan şahane.

Sanki tüm konuları halletmişiz gibi sınav döneminde bir kaç saat çalışmadan sonra ve ya sınavlardan hemen gelince akşama başlarız mantığıyla kendimi yine oyunlara verdim bu sene de.Programlama sınavı öncesi Süleyman'la yarım saat oynarız diye oturduk bilgisayar başına 4 saat sonra yeter artık diyebildik.Nesye o da güzel eminim sabaha kadar oynayanlar da vardır aramızda.Sınav haftası geldi mi bir tek bizde mi olur bilmiyorum ama  müziklerle rahatlıyoruz ama normal zamanda hiç dinlemediğimiz türden.Arabeske bağlamak psikolojik açıdan normaldir heralde içimizi daha da karartmaya bayılıyoruz.
Neyse gelgelim sınavlara.O kadar yazdım, çizdim, mantığını anladım her türlü yaparım dediğim veri yapılarından ters köşe oldum.Programlama sınavınında istediğim gibi geçmemesi morelleri sıfır noktasına çekti.Tabi ben ne yaptım, sarıldım yine telefona.Acizlik bu ya olmuyor diyorum yine evdekilere ne yaptımsa olmuyor.Bahaneler hazır bende dersler İngilizce baba biliyorsun zorlanıyorum,anlamıyorum çoğu şeyi.Annem alıyor telefonu, söyleyeceğim sözleri ezberlemişim sanki, kağıt üzerinde yapamıyorum anne mantığını çözdüm ama olmuyor,ezberlersem bana bir faydası olmaz bu derslerin bende kalmayı seçiyorum diyerek onların da canlarını sıkıyorum.Olmaz arkadaş ikisi üçü kötü geçti diye bırakacak mıyım bu dersleri,geçen sene yapmadık bu hatayı nedir bu kendime güvensizlik.Yaptım bir çanta hemen aldım 4-5 günlük bir izin Taner'in yanına.Dedim oğlum çalıştır beni ne var ne yok göster diğerlerini halledeyim bari.Başladık çalışmaya uykusuz geceler, acılı kahveler, hoş sohbetler,derken geldik bir sınav döneminin sonuna daha.İlk sınavlara göre gayet başarılı geçtiklerini söyleyebilirim.


İyisiyle kötüsüyle de olsa sınavları bitirmenin verdiği huzur hiç bir şey de yok.Sınavları devam edenlere de Allah zihin açıklığı versin umarım sınavlarınız istediğiniz gibi geçiyordur.

Tunahan Tolga Yıldız

13 Ekim 2012

UZUN BİR ARADAN SONRA TEKRARDAN MERHABA

Bayadır yokum buralarda özlemedim desem yalan olur.Kendime bir söz vermiştim halbuki güncel olacak benim blogum en azından haftada bir kaç yazı yayınlayacağım diye.Bir de yaza yönelik planlarım vardı ,yaz boyu action script kasacak,photoshopu yutacaktık.Tabi bunların sözde kalmasının nedenleri de yok değil hani.Bütünleme sınavlarına gel ve derslerden kal derken tatili yarıladık zaten.Bilgisayarsız ve internetsiz geçen tatilin diğer kısmındaysa ailemle olmaktan mutluluk duydum ayrıca ruhen ve bedenen dinlendim diyebilrim.Neyse canım bizde sene içerisinde çalışır açığı kapatırız.

Eylül ayında'ki benim adıma bazı olumlu gelişmeler yaşandı.Üniversiteler Arası Gençlik ve Eğitim Platform'u olan Gelecex'te Sanat Koordinatörlüğü görevine getirildim.Daha fazla sorumluluk getirecek olan yeni görevimde ilk röportajlarımı yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Talha Tuhral'ın kurucu ortaklarından olduğu Oyun Fest'te ise Süleyman ile birlikte editörlük yapmaya başladık.Ne yazık ki Karabük'te yaşadığımız internet problemi nedeniyle yaklaşık olarak üç haftadır haber giremiyorumuz.İnternetin istediğimiz kıvama geldiği şu zamanlarda tekrardan Oyun Fest için haberler hazırlayacak olmak beni heyecanlandırıyor.






Daha aktif bir yıl geçirmek ve güzel yazılarda görüşmek dileğiyle..


Tunahan Tolga Yıldız



20 Temmuz 2012

Üniversite Tercihi Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

2012 LYS sonuçları açıklandı.Şimdi bir çok arkadaşımız hayatında vereceği en önemli seçimlerden birisiyle karşı karşıya.

Öncelikli olarak bölüm mü yoksa üniversite mi tercih etmek istediğinize karar verin.Çocukluk hayaliniz varsa bölüm tercih ederken daha rahat olabilirsiniz çünkü ilerde ne yapmak istediğinizi tam olarak biliyorsunuz demektir.Üniversite hayatınız topu topu 4-5 sene ama seçeceğiniz mesleği ömrünüzün üçte birini ayıracağınızı unutmayın.Tercih edeceğiniz üniversitenin uluslararası literatürde tanınma durumuna bakmanızda fayda var.

Tercih yapmadan önce tercih etmek istediğiniz üniversiteleri iyi araştırın.İlk olarak üniversitenin internet sitesinden bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz.Sözlüklerde ve forum sitelerinde araştırmalar yaparak aradığınız  sorulara cevap bulabilirsiniz.Üniversite kulüplerini de göz ardı etmeyiniz.Sizlerin gelişiminde doğrudan etki yapabilir.Ama yine de üniversiteyi ve şehri gidip görme şansınız var ise vakit kaybetmeyin.Kampüsü ziyaret ederek üniversite öğrencileriyle fikir alışverişi yapabilirsiniz.Şehir hakkında da en önemli şeylerden biri barınma ihtiyacanı karşılayıp karşılayamamasıdır.Yeteri kadar özel yurt var mı veya öğrenciye kiralanan ev fiyatları ne kadar bunların araştırılması,sorulması gerekmektedir.Şehirdeki esnafın öğrenciye tutumu da göz önünde bulundurulması gereken bir konudur.Bu sorunun cevabına da üniversitede öğrenim gören öğrencilerden ulaşabilirsiniz.Şehirin sosyal yaşamının iyi olması canınız sıkıldığı zaman arkadaşlarınızla iyi vakit geçirebildiğiniz yerler olmasında fayda var.Büyük şehirlerden okumak için daha küçük ve sosyal yönden daha zayıf şehirleri tercih ettiğiniz zaman ister istemez zorluklarla karşılaşabilirsiniz.Arkadaş ortamın olsun gerisini boşver gözüne her yer güzel görünür diyenlerin sayısı oldukça fazla olsa da bunun herkes için geçerli olduğunu söyleyemeyeceğim.Bunun sıkıntısını çok fazla çekip ilk yılından okulu bırakanlarda oldu, bulunduğu yeri benimseyip mutlu mesut yaşayanlarda.Ha unutmadan söyleyeyim deniz tutkunuz var ve çocukluğunuz sahillerde geçenlerdenseniz denize kıyısı olan şehirleri yazmanızda fayda var.Bir çok insanın huzur bulduğu şey deniz kokusudur.Ne kadar komik görünse de bunun sıkıntısını çekenlerde olmuyor değil.Değinmek istediğim bir konuda tercih edeceğiniz şehrin yaşadığınız yere olan uzaklığı.Yakın akrabalarınızın,komşularınızın sizleri gaza getirip uzak yerleri yaz tek başına ayaklarının üzerinde durmasını öğren dediklerini duyar gibiyim.Daha önceleri  bir ay kadar ailenizden uzak durduysanız ve çektiğiniz hasreti dizginlemeyi başarabildiyseniz, kendinize güveniniz tam ben uzakta ve ailem olmadan da yapabilirim diyorsanız diğerlerine göre bir adım daha öndesiniz demektir.Çünkü dilediğiniz yeri tercih edebilecek ve gözünüz arkada kalmayacaktır.Karabük'ten 3 saat kadar uzakta bulunan Ankara'ya her hafta sonu giden arkadaşlarım olduğunu söylemeden edemeyeceğim.İyi düşünün,iyi tartın ve karar verin.

Okuyacağınz bölüme halen karar verememiş iseniz sizin işiniz daha zor 
gibi görünüyor.Öncelikle ne istediğinize karar vermek zorundasınız.İnternette bir sürü meslek testi bulabilirsiniz ama şunu söyleyeyim sizi en iyi sizden başkası tanıyamaz.Kararı siz vermelisiniz.İş yapma tarzınızı ve hangi ortamda verimli çalışabileceğinizi belirlemelisiniz.Örneğin benim gibi hastane ortamına girdiğinizde bağrışmalar ve koşuşturmalardan rahatsız oluyor ve ruhunuz daralıyor ise sağlık bömleri size göre değil diyebilirim.Bir kaç örnek daha verecek olursak iyi bir öğretmen olabilmek için ikili ilişkilerize başarılı olmanız gerekmektedir.Unutulmaması gereken bir konu da tercih edeceğiniz mesleğin iş olanakları.Örneğin Moleküler Biyoloji ve Genetik gibi bölümler de maalesef yurt dışındaki gibi iş imkanı ülkemizde bulunmuyor. Yok arkadaş ben halen kararsızım diyorsanız kafanızda belirlediğiniz meslek profillerinden yakın çevrenizde olanlar konuşabilir ve kararınızı netleştirebilirsiniz.

Sonuç olarak benim sizlere tavsiyelerim bunlar.Tercih yapmadan önce araştırın,sorun ve öğrenin.Umarım dilediğiniz üniversitelerde dilediğiniz bölümleri kazanırsınız.

Tunahan Tolga Yıldız


16 Temmuz 2012

Tarayıcınız Üzerinden Oyun Oynamak Hayal Değil

Büyük oyun firmaları hemen hemen her yıl yeni oyunları piyasaya sürüyorlar.İyiden iyiye büyümekte olan oyun sektöründe herkes bir adım öne geçmek adına yeni fikirler ortaya atıyor ve hayata geçiriyor.


Bu güne kadar bulut sistemi genelde belge yedekleme ve internet üzerinde depolama alanı olarak kullanılıyordu.Bulut sisteminin yapacakları bunlarla sınırlı değil.Oyun oynamak içinde artık bulut sistemini yaygın olarak kullanıyoruz.Onlive oyunların uzak sunucularda saklandığı ve çalıştırıldığı ilk bulut bilgisayar sistemidir.Kapsama alanı çok büyük olan Onlive ayrıca bir çok ortamda kullanılmaktadır.SmartPhone,Tablet PC,Windows,Mac sadece bunlardan bir kaçı.720p çözünürlüğe kadar destek sağlayan Onlive hizmeti 5 mbit/sn ve daha üstünü tavsiye ederken minimum hız olarak 3 mbit/sn istemektedir.


                                                                                                             Onlive


Onlive gibi ücretsiz ve oyunların demosunu denememize olanak sağlayan Gaikai ile tanışmam ise 30 Haziran 2012 tarihinde yapılan resmi basın açıklamasıyla 380 milyon dolara Sony Computer Entertaintment'e satılmasıyla oldu.Gaikai'nin ayrıca Samsung ile de anlaşması bulunuyor.Samsung Smart TV'ler için konsol oyun getireceklerini söz verdiler.


                                                                                                             Gaikai
Onlive kadar oyuna sahip olmasada Gaikai'de de bir çok demo mevcut.The Witcher 2, FIFA 12, Mass Effect 3, Crysis 2, Alan Wake, Mount&Blade(Warband), Assassin's Creed Brotherhood, Gaikai 'de yer alan oyunlardan bazıları.


Gaikai Onlive'e göre daha az ama önemli partnerlere sahip.EA Games, Ubisoft, Sega, Konami bunlardan sadece bir kaçı.


Artık Onlive ve Gaikai'yi deneme zamanı geldi.İyi oyunlar...


www.onlive.com
www.gaikai.com


Tunahan Tolga Yıldız


12 Temmuz 2012

GELECEX AKADEMİ UZAKTAN ANDROİD EĞİTİMLERİ BAŞLIYOR

Üniversiteler arası eğitim ve gençlik platformu olarak son gelişmeleri ve trendleri kullanıcılarıyla buluşturan bir bilgi paylaşımı plaftformu olan Gelecex, Gelecex Akedemi adı altında kariyer eğitimlerine başlıyor..


Üniversite temsilciliğini de yaptığım Gelecex yeni bir yapılanmaya girerek kendini an ve an yenilemeye devam ediyor.Gelecex oluşumunun bir parçası olarak kısa bir süre önce açılan Gelecex Akademi, alanında uzman kişilerce uzaktan eğitimlere başlıyor.Eğitimlerden ilki alanında uzman olan ve bir çok kitap yazarak bilgi ve tecrübesini bir çok takipçisiyle buluşturan sayın  Mimar Aslan hocamızdan Android Eğitimleri.Unutmadan söyleyeyim Mimar Aslan hocamızın online dersleriyle birlikte bende Android dünyasına adım atıyorum.





Eğitimin içeriği ise şu şekilde:


Eğitmen: Mimar Aslan 



ANDROID ONLINE EĞİTİMLERİ – 30 Saat
  • Kurulum Ortamının Hazırlanması
  • Android SDK – ADT – Eclipse IDE – Android SDK Güncellemesi / Android ve Alt Yapısı Sunumu
  • XML Sunumu – Java Sunumu
  • Android DVM  – Java JVM Sunumu
  • Selam Android  Örneği
  • FrameLayout – LinearLayout -TableLayout
  • RelativeLayout – GridViewLayout
  • OptionsMenu – SubMenu – ContextMenu
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • Toast Mesajı – Button – TextView – EditText
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • AlertDialog – ProgressDialog – CustomDialog
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • CheckBox -RadioButton – Spinner
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • ToggleButton – ProgressBar -ViewFlipper – SlidingDrawer
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • ListView – TabHost – TabWidget
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • DatePicker – TimerPicker – ImageButton – ImageView
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • VideoView – WebView – RatingBar
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • Animation – LayoutAnimation
  • Verilen görevleri adım adım uygulamalı olarak çözüyoruz.
  • Android Cihazlarda SDCard Kullanımı
  • JSON ve XML Sunumu
  • SQL Sorgulama Dili ve SQLite Sunumu
  • SQLite ile Yerel Veritabanı Projesi
  • SQLite ile Yerel Veritabanı Projesi



Eğitimler için  www.gelecexakademi.com

İletişim için    info@gelecexakademi.com adresini kullanabilirsiniz.


Tunahan Tolga Yıldız

30 Haziran 2012

Türk yapımı Civilization of Ottoman'ın Açılış Videosu

Türkiye Oyun Geliştirici Öğrenciler Grubunca (TOGOG) sıfır bütçeyle uzun süredir geliştirilen Türk yapımı strateji oyununun açılış videosu yayımlandı.


Tunahan Tolga Yıldız

22 Haziran 2012

METUTECH-ATOM'A BAŞVURULAR DEVAM EDİYOR

Bugüne kadar verdiği hizmetlerle 8 firmanın oluşmasını sağlayan METUTECH-ATOM Dijital Oyun,Animasyon ve Mobil Uygulama fikirlerini bekliyor.METUTECH-ATOM'a başvurular 2 aşamadan oluşuyor.


Bizde bu sene bir kaç arkadaş başvuru yapmayı düşünüyorduk fakat kafamızda ki soru işaretleri vardı.Bunun için METUTECH-ATOM Yöneticisi Emek Kepenek'e bir mail attık.Karabük Üniversitesi'nde öğrenim gördüğümüzü,seçildiğimiz takdirde projemizi uzaktan sürdürme gibi bir imkanız olup olmadığını ve bizlere METUTECH-ATOM'un herhangi bir maddi olanak sağlayıp sağlamadığını sorduk.


Emek Bey'den gelen cevap şu şekildeydi.ATOM'a kabul edilen grupların fizik olarak burada yer almalarını istediklerini çünkü bir çok hizmeti buradayken alabildiklerini belirtti.En azından gelen yatırımcı sizi burada görmek isteyeceğini ayrıca maddi olarak destek veremediklerini fakat devlet desteklerine başvurmamız için destek verdiklerini belirtti.Ayrıca tüm toplantı, seminer ve eğitimlere dilediğimiz gibi katılabileceğimizi söyledi.En son olarak sizin okula da gelip ATOM'u ve çalışmalarını anlatmak isterim dedi.Tam da bizim yeni dönemde düşündüğümüz organizasyonlardan biri olması bizim adımıza sevindirici bir haber oldu.Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi'nin kulübümüze adını vermiş olması da güzel bir detay bizim için.


Unutmadan söyleyeyim METUTECH-ATOM'a 1.adım başvurular http://www.metutech-atom.org adresinden 2 Temmuz'a kadar devam ediyor.Yerinizde olsam elimi çabuk tutardım.Kim bilir belki bir kaç sene sonra bizde ATOM'un oyun geliştiren firmalarından biri oluruz.


Tunahan Tolga Yıldız

15 Mayıs 2012

Emu Game Platform'dan Sezer Şener İle röportajım


Tunahan Tolga Yıldız:Merhabalar sizi tanıyabilir miyiz ? Kendinizi biraz anlatabilirmisiniz?

Sezer Şener: Merhabalar,22 yaşındayım.Doğu Akdeniz Üniversitesin’de Elektrik Elektronik mühendisliğinde okumaktayım.Aynı zamanda Emu Game Platform'un kurucularından biriyim.

Tunahan Tolga Yıldız: Bilgisayar oyunları ile tanışmanız ne zaman oldu?

Sezer Şener: 5 yaşında atari ile 
tanıştım diyebilirim.O zamandan bu yana beni içine sürükleyen bir eğlence halini aldı.Tomb Radier 2 ilk tanıştığım oyun serüvenimde ilk bilgisayarımı ise 1995'lerde aldım.Daha sonraları Age of oynamaya başlamam benim için yeni bir başlangıç oldu.


Tunahan Tolga Yıldız: Emu’da böyle 
bir kulüp kurmak nereden aklınıza geldi yaptığınız etkilik nelerdir?


Sezer Şener: Üniversiteyi kazanıp geldiğimiz ilk sene öğrenciler internet ve playstation kafelerde inanılmaz derecede oyun oynuyorlardı.Arkadaşlarım gece gündüz farketmeksizin sürekli oyun oynamak için arıyorlardı.Bizde ev ahali olarak oyun oynayabileceğimiz için bu öğrencileri bir çatı altında toplamalıyız diye düşündük.Ama çevremizde ki insanlar bize pek inanmadılar, okul size yatırım yapmaz oda tahsis etmez dediler.Konuyu bölümde ki ve konuyla ilgili hocalarımıza açınca aradığımız desteği bulduk onun ertesine ise EMU Game Platform'u adı altında kulübümüzü kurduk.Kulüp olararak etkinliklerimiz oyun turnuvaları,eğitimler,seminerler,konferanslar ve Global Game Jam'e ev sahipliği yapmak.


Tunahan Tolga Yıldız: Siz ve kulübünüzün oyun geliştirmeyle tanışmalarınız nasıl oldu ?


Sezer Şener: Bizi destekleyen hocalarımız oyun oynayalım fakat bunun yanında oyun da geliştirelim dediler.Böyle bir düşünce aslına bakarsanız bizim kafamızda da vardı.Bizim için hocalarımızın bu desteği vermesi bizi tetikledi ve hemen oyun geliştirmeye de başladık.Kulüp kurulduğu yaz dönemi TOGOG eğitimleri vardı ve bu sayede Gürcan serbest ile tanıştık.Ve ardından Aralık ayında TOGOG ile ilk konferansımızı verdik.


Tunahan Tolga Yıldız: İlerideki kariyer hedefleriniz nelerdir mezun olunca kendinizi nerede görüyorsunuz?


Sezer Şener: Öncelikle buradan mezun olmadan önce ufakta olsa bir oyun yapmayı düşünüyoruz.Amacımız yavaş yavaş gelişmekte olan oyun sektöründe yer edinmek.Kısa vadede kuruluşta bir yer edinmek ileri ki asıl hedefim ise kendi oyun şirketimin başına geçmek.


Tunahan Tolga Yıldız: Sizlere Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Kulübü Başkanı olarak kulübümüz adına en son gerçekleştirdiğiniz oyun sektörü ve oyun geliştirme konferansında dört gün boyunca yalnız bırakmadığınız ve fazlasıyla ilgilendiğiniz için teşekkür ederim.Biz de sizleri Karabük'e bekleriz.


Sezer Şener: Bizi etkinliğimizde yalnız bırakmadığınız için bende sizlere içtenlikle teşekkür ederim.Umarım bir başka etkinlikte görüşürüz.



Tunahan Tolga Yıldız

Gürcan Serbest ve Yiğit Ergenç ile röportajımız


Daha önce  "Oyun Sektöründen Röportajlar" başlıgıyla yayınladığımız Mahmut Saral ile Fasih Sayın’la yaptıgımız röportajlara TOGOG’dan Gürcan Serbest ve Yigit Ergenç röportajları ile devam ediyoruz.Bize zaman ayırdıkları için teşekkür ederek bir an önce röportaja başlayalım.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ? Kendinizden bahsedebilir misiniz?
Daha öğrenecek çok şeyi olan nacizane bir oyun programcısıyım. Civilization of Ottoman projesinin proje yöneticiliği ve yazılım geliştiriciliğini yürütüyorum. Ayrıca Adobe’un desteği ile geliştirilen Kent projesindede geliştirici olarak görev alıyorum. Daha önce bir oyun stüdyosundada çalışmayı deneyimleyebildim. Türkiye Oyun Geliştirici Öğrenciler Grubu’nunda kurucularından birisiyim. Bu sektörün geleceği olan gençlerle nacizane bilgilerimi paylaşmaya özen gösteriyorum.
Bilgisayar ile tanışmanız ve oyun geliştirmeye başlama zamanlarınızı anlatabilir misiniz?
Bilgisayarım ile tanışmam sanıyorum 1992 yılına kadar uzanıyor. İlk bilgisayarım bir Commodore 64′tü halen onda yaptığımız kafa ayarlarını unutabilmiş değilim. İlk programcılığıda bu Commodore 64 ile başladım. Commodore 64′ümü ilk aldığım zamanlarda teyp’imin kafa ayarı olmadığı için Commodore 64′te program yazmaya çalışarak zaman geçiriyordum. Hatta burada ilginç bir anım mevcuttur. Commodore 64′ü bilenler kutusundan çıkan kitapçığı hatırlarlar o kitapçığın arka sayfalarındaki süpriz kod isimli yaklaşık yedi sayfalık bir kodu defalarca yazdıktan sonra karşıma çıka çıka bir zıplayan top çıkmasından sonra bu işi bir daha yaparsam ne olayım demekle başlamış oldum. Oyun programcılığına ilk başlayışımın temelleri ise sanırım lise 1′de atölye derslerinde Dark Basic ile o oyunun içinde gelen sample bir projenin yüzlerini değiştirerek başlayarak oldu. Dost askerlerin yüzlerine kendimi düşman askerlerin yüzüne ise Tarkan’ın yüzünü koyuyordum .
TOGOG’un kurulma hikayesi nedir ?
Civilization Of Ottoman projesine ilk başladığımız süreçte Ben Selçuk Ermaya ve Erdem Tuzen’den oluşan üç kişilik bir ekipttik ve üçümüzde yazılımcıydık. Oyun yapmak bir çok disiplinin bir araya gelerek devam ettiği süreç. Biz ise sadece üç yazılımcı idik modelcilere, konsept tasarımcılarına, ses sanatçılarına, müzisyenlere ihtiyacımız vardı ama bunları bir araya getirecek bir bütçemiz yoktu. Bizde ilk sitemizde bir form açarak bu işle ilgilenen tüm disiplinlerden insanları bir araya getirerek bu işi yapmayı düşündük. Aslında itiraf etmeliyim ki şahsen üçümüzde çok umutsuzduk fakat oyunu duyurduktan sanıyorum bir ay sonra bir sabah forma baktığımda yaklaşık 120 başvurunun geldiğini gördüğümde heyecanlanmıştım. Bu süreçten sonra her gün başvurular artarak gelmeye devam etti. Tabi gelen başvuruların %90′ını bu işle uğraşmak isteyen gençlerdi. Bizde bu gençleri oyun sektörüne kazandırmak için TOGOG’u kurduk.
Civilization of Ottoman projesine başlamak nereden aklınıza geldi ve şu an hangi aşamadasınız?
Erdem ve Selçuk’ların daha önce üzerinde çalıştıkları Blogsa adlı bir projeleri mevcuttu. Bu projeyi kendileri tamamlayıp yayınladıktan sonra bir msn sohbetinde kendilerine sıradaki projelerinin ne olduğunu sorduğumda web tabanlı bir oyun yapacaklarını söylediler. Aslında kafalarındaki fikirleri bir hacker oyunuydu fakat sabaha kadar süren heyecanlı bir sohbetten sonra bu oyunu Osmanlı tarihi ile ilgili yapmaya karar verdik. İlk duyurumuz Azure platformu için web tabanlı bir oyundu fakat daha sonra bu oyun community’de bu denli büyük bir RTS oyununa döndü.
Oyunun adının ingilizce olmasının nedeni nedir?
Oyunun adı aslında Türkiye’de İngilizce olmayacak. Türkiye’de çıkış ismi Osmanlı Medeniyeti’dir. Bu oyunun yurtdışında satışının yapılabilmesi için oyuna birde İngilizce isim koyduk fakat sanıyorum bu isim üstümüze daha çok yapıştı ve yakıştı. Bizim amaçlarımızdan biride yurtdışında tanıtabildiğimiz kadar çok kitleye Osmanlı tarihini anlatabilmektir. Bu sebeble Japonca’da dahil bir çok dilde oyunu yayınlamaya çalışıyor olacağız tabi bu konudada dil destekleri için gönüllüleri halen bekliyoruz.
Gençlere bu kadar yardım etme nedenleriniz nelerdir?
Gençleri seviyorum. Gerçekten seviyorum gelecek onların eseri olacak şu an küçücük bir sektörüz bu sektörü onlar büyütecek ve geliştirecekler. Onlar bunun farkına bu yaşlarda varırlarsa bizim yaşımıza geldiğimizde daha ciddi işler yapacaklarından hiç bir zaman şüphem olmadı. TOGOG’u kurduğum günden bu yana gelen her gün ortalama 100 başvurunun hepsini okurken bunu tekrar tekrar anlıyor ve hissediyorum. Çok yetenekli ve ilgili gençlerimiz var ve doğru yönlendirilmeleri gerekiyor. Eğer doğru yönlendirilirlerse başarısız olmak için hiç bir sebebleri yok. Bunu sadece ben veya TOGOG değil herkes yapmalı diye düşünüyorum ki bu herkesin görevidir. Biz çok değerli gençler tanıdık mesela Dennis, Stefan, Philipp, İbrahim Ergin ve Sinan gibi kendilerinin neler yaptıklarıda ortada bir bu gençleri gördükçede sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz.
Türkiye’yi şu anda oyun sektöründe nerede görüyorsunuz?Sizce en büyük eksiklerimiz nelerdir?
Şu an yeni yeni emeklemeye başlıyoruz fakat hızlada büyüyoruz. Gün geçtikçe Know-how’larımız artıyor. Umuyorum geleceğimiz bugünümüzden daha parlak ve güzel olacak. GGJ’ler düne kadar tek bir merkezden yapılırken bu yıl 4 merkezde yapıldı. Bir çok üniversite Oyun konusunda bir lisans programı açmak için uğraşıyor. Bir çok oyun geliştirme klübü kuruldu bunlar güzel adımlar. Eksikleirmiz olarak ise iş gücü yetersizliği ve yatırımcı eksikliğini görüyorum sektörümüzde umarım bu sorunuda çok yakında üretilen türk oyunlarının başarıları ve ciddi satış rakamlarıyla türk yatırımcısına anlatarak çözebiliriz diye umut ediyorum.
Bize vakit ayardığınız için teşekkür ederiz.



Öncelikle sizi tanıyalım , Kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba Ben Yigit Ergenç, 29 yaşındayım , Eskişehirden geliyorum… AutoDesk Instructor’üm… Aktif olarak eğitmenlik yapıyorum aynı zaman da oyun geliştiriyorum…Bir oyun stüdyosunda Iphone akıllı telefon uygulamaları ve oyun geliştirme üzerine senior modeller pozisyonunda çalıştım.Daha öncesinde bilişim eğitim merkezinde eğitmen ve eğitim koordinatörü olarak çalıştım, daha öncesinde başka bir yerde sahne tasarımcısı olarak tanıştım.3 boyutlu görselleştirme , animasyon ve modelleme üzerine daha çok çalışıyorum.
Daha önce çalıştıgınız oyun stüdyosundan ayrılmanız ileride daha büyük hedefleriniz ve daha büyük projeleriniz olduğunu mu gösteriyor?
Ayrıldım , açıkcası kendi başımıza birşeyler yapmak istiyoruz,bir kurumun altında olmak istemiyoruz.Profesyonel olarak şunu söyleyim, artık kurumu sırtlayıp,kurum çatısını yükseltmek bireylere ve kurumlara büyük yük getiriyor.Bu yükü azaltmak adına ayrıldım ben.Tabi ki burada bir yapılanma alt yapım vardı.Altı kişilik özel bir stüdyom var,projeksiyonla eğitim verdiğim bir yerim var.Özel eğitimler var.Bunların çogu belki diğer eğitim kurumlarında olan eğitimler ama oyun yapımı üzerinede eğitimler veriyorum.Ayrılmam, bir kapıyı açacak diye düşünüyorum,çünkü daha fazla oyun yapımına yönelik yutlu ya da üç boyutlu görselleştirmeye yönelik daha fazla iş çıkardıgımı görüyorum.Benim stüdyoma gelen ögrencilerimin daha mutlu oldugunu görüyorum benimle çalışırken, onlara daha fazla zaman ayırabiliyorum.
Ülkemizdeki modellemecilerin, oyun geliştirici yazılımcılara göre az olmasının sebebi nelerdir?
Güzel bir soru , modelleme program gibi değil açıkçası.Modelleme de bir kişinin bir alanda uzmanlığı diye bir şey ben kabul etmiyorum.Kabul edenide reddediyorum.Belki iddaalı olacak ama,3dsMax ve katı modeleme , özellikle AutoDesk yazılımlarını kullanan kişiler özellikle animator,modelleme uzmanı texture operatorü gibi pozisyonlarda bulunacaksa şöyle birşey yapmak gerekiyor,fazlasıyla diğer alanlarda hayat adına her alanda insanın kendini beslemesi lazım.Programlama adına 2 kere 2 dörttür, ya if’tir ya else’dir yani bir şey ya olabilir ya olamaz.Modellemeye geldiğimizde örneğin bir insanın anatomisini bilmeniz gerekiyor,bir hayvanın anatomisini bilmeniz gerekiyor, bir hayvanın kas ve iskelet sisteminin nasıl çalıştığı,yürüme prensibini bilmeniz gerekiyor.Architectural Rendering veya Environment Modelling dedigimizde mekanın , bir uzayın ,doganın nasıl olması gerektigini bilmek gerekiyor.Bununla beraber bunların dokuları , kaplamaları ,similasyon ve fizik hesapları , çarpışmaları,fraction kırılmaları veya sürtünmeleri gibi şeyler işin içine girdigi için,açık konuşmak gerekirse 3d modelleme ya da animasyon alanında çalışacak arkaşların işi yazılımcılardan daha zor.Çünkü bir çok alanda kendinizi beslemeniz gerekiyor.Bu da çok zamanla ve çok ağır , yavaş yavaş olacak birşey.Türkiye’de daha zor olduğunu düşünüyorum ama, bu yüzden eğitmenlik yapıyorum ki eğer eğitimlerimden bir kişiyi kazanabilirsem kendi takımıma veya ekibime bu ülkede birşeyleri değiştirmek için bir kişi daha on kişi daha getirebilir ve bu zincirleme bir dağ gibi,denize atılmış bir taş gibi dalgalar halinde büyür diye düşünüyorum.
Kendinizi ileride nasıl görüyorsunuz.Hedefleriniz neler?
Bu da güzel bir soru,İdealist bir insanım.Steve Jobs’ı fazlasıyla örnek alan birisiyim.Bir çok zorlukla karşılaştım kariyer olarak,bunuda Personal Info ya da Kişisel Bilgilerimi olduğu yigitergenc.com adresinden yani kendi kişisel sitemden ögrenebilirsiniz.Kendimi nerede görüyorum sorusu ve Steve Jobs’u örnek almam şu açıdan önemli,Türkiye’de bu sektörü yapılandıracak eğitmenlikle birlikte,sektöre insan kazandıracak bir eğitmen olarak gelecekte mutlaka görüyorum.
Aynı zamanda bir oyun yapımcısı , bir görselleştirme uzmanı olarakta kurmayı düşündüğüm,nasip olursa Horus Graph adında bir şirketim var.Şimdi sizler gibi genç arkadaşlarla , böyle güzel organizasyonlarda tanışıp,beraber çalışıp bu şirket için güzel bir kadro oluşturmak istiyorum.Nasip olursa o şirketin hiçbir zaman müdürü ya da CEO’su olmak gibi bir niyetim yok.Tam tersine şirketteki en alt pozisyonda yine modelleme uzmanı,yine senior modeller hatta junior olarak çalışıp, onun yerine o şirketi benimle beraber ayaga kaldırcak insanlarla daha güzel bir noktaya getirmeyi istiyorum.Yani en tepede olmak değil,tam tersine böyle bir yapılanmayı oluşturup, başkalarının tepeye çıkmasına benim çektigim sıkıntıları çekmeden bir noktaya gelmelerini istiyorum.Arzum bu.
Horus Graph'ın hem eğitim vererek ,hemde Pixar’ı rol model ya da örnek alarak bir animasyon şirketi , bir oyun şirketi olmasını ümit ediyorum.
Bize vakit ayardığınız için teşekkür ederiz.Umarız hedeflerinize en kısa süre ulaşırsınız.

14 Mayıs 2012

Mahmut Saral ve Fasih Sayın ile röportajımız




Geçtigimiz hafta 8-9 Mayıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi Oyun Platformu “Oyun Sektörü ve Oyun Geliştirme” üzerine bir konferans düzenlediler.Bu konferans’ta Gelecex Karabük Üniversitesi Temsilcisi ve Karabük Üniversitesi Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Kulübü başkanı olarak ben ve Gelecex Kıbrıs temsilcisi Volkan Özdamar fırsat bu fırsat , oyun sektöründen bu değerli isimlerle sizler için röportaj yapalım dedik.
İki parça şeklinde yayınlayacagımız bu yazı dizisinde ilk olarak Merlin’in Kazanı editörlerinden Mahmut Saral ve Oyun Tasarım Danışmanı Fasih Sayın ile yaptıgımız röportajı yayınlıyoruz.Bundan sonraki yazımızda da TOGOG’dan Gürcan Serbest ve Yigit Ergenç ile yaptıgımız röportajı yayınlayacağız.

Herkese tekrar bize vakit ayırdıkları için teşekkür edip , röportaja başlayalım.
Sizi Tanıyalım,Kendinizden ve ekibinizden bize biraz bahseder misiniz?
Merhaba ,ben Mahmut Saral Merlinin Kazanı editörlerinden biriyim yaklaşık 6 yıldır bu ekipteyim.Merlinin Kazanı 12 yıldır faaliyette bulunan bir site, türk oyun piyasasında en geniş arşive sahip site.

Hiç bu alanda dergi çıkarmayı düşündünüz mü?
Dergi çıkardık Electronic Gamer Mountly , Amerika menşeili bir dergi.Yaklaşık 2 yıl kadar sürdü ancak kriz sonrası Amerika’daki merkezde yaşanan kriz bizide etkiledi sanırım.Daha çok siteye yönelmeye başladık ve site şu an daha önce olmadığı kadar gelişmiş bir duruma geldi.
Ekipte en sevdiginiz kişinin adını alabilir miyiz?
Şımartmak gibi olmasın şimdide … (Gülüşmeler ).Ekipten en sevdiğim kişi Emre Günen’di aslında,hala severim kendisini,eski Merlinin orjinal kadrosundan birisi.(-Fasih Sayın’ın Özgür değil mi? sorusu üzerine-)Şu an en sevdiklerimden birisi diyim Özgür (Yıldız) ,ayrım yapmayım.Çünkü hemşeri sayılırız,(Özgür Yıldız’a doğru) sen Giresunlu’ydun değil mi,ben Trabzon’luyum bu arada her ne kadar amerikalı gibi gözüksemde…(Gülüşmeler)
Bilgisayarla ilk tanışmanız ve Doom hayranlıgınız nereden geliyor?
İşte bu benim olayım ya … Aslında benim oyunlarla tanışmam,Super Nintendo getirmişti dayım.Herhalde 94 yılında falan…Daha sonra kendi atarimi aldım ben.Aslında toplama bir atariydi bu.Harçlıklarımı biriktirerek ve ailemden gizli olarak aldım.Game pad’ini bir yerden,kasasını başka bir yerden,adaptörünü başka bir yerden…Bilgisayar bizim komşularda olurdu,giderdik bakmaya ama bizim hiç ilgimizi çekmezdi.Hep Atari daha iyiydi çünkü nedir Bomberman var , işte Mario var ,Goal3 var vesaire … Ne zaman ki ben 98 yılında bilgisayar işletmenlik kursuna başlamıştım,orda bize Duke Nukem 3D diye bir oyun gösterdiler,orda benim felegim şaştı.O oyun beni etkiledi diyim.Daha sonra bilgisayar alıncada,onun benzeri bir oyun olan DOOM’u aldım.DOOM 2′ydi hatta birinciside değil.Ondan sonra DOOM 3′ün geliceginide ögrenince bende reaksiyon oldu.Şeytanlar,yaratıklar ben…
Bundan 10 yıl sonraki hedefiniz nedir?Merlinin Kazanını ele geçirmeyi düşünüyor musunuz?
Şimdi Merlinin Kazanı’nı ele geçirmeyi düşünmüyorumda Mahmurfrp.com diye bir projem var,onu ele geçirmeyi düşünüyorum…Onun dışında herhalde şimdiye kadar 20-30 site yapmışımdır ben,üniversite yıllarında biraz ögrenmiştim site tasarım işini falan ama hiç birinide yayınlamadım bu sitelerin,internete koyupta uğraşmadım.Yapıp siliyorum,yapıp siliyorum.Doom4.net diye bir site açmıştım geçen sene,bayağı ilgi görmüştü.Hatta Google’da Doom 4 diye aratınca youtube’dan sonra ikinci çıkıyordum.Ama bedava server bir yere kadar.doomcollector.com diye bir site açtım en son.Oda kendi kişisel web sitem,takılıyorum orda… 10 yıl sonra yaşarmıyım bilmem onun için birşey diyemicem…
Bize vakit ayırdğınız için teşekkür ederiz.
Asıl ben teşekkür ederim benim adıma güzel bir röportaj oldu.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
Merhabalar ben Fasih Sayın.Genel olarak oyun tasarım danışmanlığı yapıyorum, çeşitli yerli ve yabancı firmalarla çalışıyoruz.Oyun tasarım işi de hem video oyunları hem de masaüstü oyunlar üzerine çalışıyorum.Aynı zamanda Marmara Üniversitesin’de oyun tasarımı senaryo yapısı üzerine uzmanlaşarak interaktif sinema interaktif anlatı yapıs üzerine çalışmalarımı sürdürüyorum.Şu an doktora aşamasındaym kısacası mutluyum,umutluyumi,gururluyum.
Tez hazırlarken karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Tez hazırlarken karşılaştığım zorluklar hocalarımın böyle bir şeyin olduğuna inanmaması.Bir hocamın bunu science fiction -bilim kurgu- olduğunu iddaa etmesi işte interaktif şekilde hikaye anlatılmasının ve en son , oyunların tezden çıkarılmasının talebi. En büyük probleme gelecek olursak yeni bir alan olmasından dolayı kaynakların yetersizliğini gösterebilirim.Oturup birtakım şeyleri bazı insanların yaptıklarından yola çıkarak kendiniz yaratmanız gerekiyor.Bence bu büyük bir dezavantaj araştırma sırasında ama , sunarken avantaja dönüşüyor çünkü kimse sizin ne yaptığınız bilmiyor ve oranın kralı siz oluyorsunuz.
Facebook’ta sürekli olarak takip ettiğim ve faydalandığım bir grup olan Game Developers Turkey hakkında görüşleriniz nelerdir?
Game Developers Turkey çok büyük bir ihtiyaca cevap vermek üzere refleks halinde kurulmuş bir grup.Çünkü bir sürü oyun üreten insan var Türkiye’de ve bunlar birbirlerinden haberdar değiller.Türkiye’de ciddi bir oyun geliştirici grubu eksikliği çekiliyor.Bu insanların bir araya gelmesi için Global Game Jam bir malzeme olarak kullanılıyor.Global Game Jam’da bu yıl jüri sayısı neredeyse yarışmacı sayısından daha fazlaydı.Jüri olarak çağırılıyoruz ve biz ancak orada bir araya geliyoruz bir araya gelinebilecek başka bir platform yok.Bu yönde çalışmalar var birtanesi de bu topluluk çok amatör ruhla çalışıyor.Bir kar amacı olmadan hatta ilk başta hadi toplanalım birbirimizi tanıyalım diye tanışma toplantısı düzenlendi.Hemen arkasından seminerler düzenlendi.Grubun amacı bu piyasada çalışan az sayıda bilgi sahibi insanı bilgilerini diğer insanlarla paylaşması.Grupta herkes birbirine saygı çerçevesi içerisinde birbirini dinliyor ve bilgi paylaşımı yapıyor bu sayede bizlerde kendimizi geliştiriyoruz.
Bahçeşehir Üniversitesi BUG(Bahçeşehir Üniversitesi Game Lab) programı yaptığınız tanışma toplantısında ve ya seminerlerde çıkan bir fikir üzerine mi gelişti?
Hayır.Bahçeşehir Bug tamamen Bahçeşehir Üniversitesin’de Güven Çatak hocamızın fikri.Senelerdir orada oyun kültürünün gelişmesi ve oyunla ilgili aktiviteler yapılması ile ilgili.Ve onun hayali üniversitede oyun üzerine bir enstitü kurulmasıydı.Bug bir enstitü değil şu anda fakat onun ilk adımları.Bir oyun labaratuarı.Ve tek çalışmasıda bu yazın gerçekleşecek olan sertifika programı değil. Aslında ilk olarak ….. Üniversitesi ile beraber Türkiye oyun sektörü ile ilgili bir belgesel çalışması yaptılar.Ve bu çalışmaların bir ileri kademesi ise bu yaz yapılacak olan sertifika programı.Güven hocanun hedefi bu sertifika programından sonra bir master programının açılması.Hatta o başarılı olursa bir bölüm açılması.Ve bu şekilde bizim sektörümüzün en büyük sıkıntısı olan kaifiye eleman sıkıntısını gidermek.Çünkü pek çok şirket ya bir şeyler yapamıyor ya da yurt dışından adam getirmek zorunda kalıyor.Odtünün altındaki ATOM örnek olarak alındığı gibi MIT’teki Medialab örnek alınıyor.Aynı zamanda Vancovuer film school gibi Dünya’nın sayılı bunun gibi işler yapan kurumları örnek olarak alınıyor.Ve bildiğim kadarıyla da üniversite yönetimini bunun arkasında ve oldukça destekliyorlar.
İlerleyen  zamanda kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Bence oyun sektöründe hepimizin hedefi öncelikli olarak muhasır medeniyetler seviyesine gelmek diye düşünüyorum.Şu an için yabancıların yaptığı oyunları kıskanıyoruz ben istiyorum ki onlar bizim yaptığımız oyunları kıskansın.Gurur duyabileceğimiz bir proje yapalım ve yüksek tirajda satalım.Onların kültürünü biz benimseyeceğimize onlar bizim kültürümüzü öğrensinler,benimsesinler,sevsinler istiyorum.Bunu hiçbirşeyde başaramadık biz.Sinema olsun tiyatro ve müzik olsun yapamadık ama oyun sektörü farklı bir yapıda şu anda.Ben oyun sektöründe bunu başarabileceğimize inanıyorum.Benim şahsi hedefimde böyle bir projede yer almak böyle bir şeyin parçası olmak.Bu hem o projeyi yapmak olabilir hem de akademik olarak destek olmak olabilir.Bugün bile burada yaptığımız konuşma ve üniversitelerde verdiğimiz seminerler bu işin bir parçası.Bunu hep birlikte yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum.Ve bunuda yaptığım zaman tamam diyeceğim benimde bunda bir payım vardı, mutlu olacağım.
Bize vakit ayardığınız için teşekkür ederim.Umarım hedefinize ulaşırsınız ve bizde bu projenin bir parçası olabiliriz.
Bende teşekkür ederim.
Tunahan Tolga Yıldız
Volkan Özdamar 

7 Mayıs 2012

Karabük Üniversitesi 1. Bilişim Haftası Etkinlikleri

4-5-6 Mayıs tarihlerinde Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu'nda Karabük Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü,Bilgi teknolojileri ve Yazılım Kulübü ile Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Kulübünün ortaklaşa düzenlediği ve ilki gerçekleşen Bilişim Haftası Etkinliklerinin sonuna gelmiş bulunmaktayız.Ufak çaplı sorunlar dışında herkes için faydalı bir seminerler dizisi oldu.Biz Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Kulübü olarak organizasyonun daha çok sponsorluk kısmında bulunduk.Bilgi teknolojileri ve Yazılım Kulübü ile Bilgisayar Mühendisliği bölüm hocalarımız ise konuklarımızın ayarlanmasını sağlayarak büyük bir özveri gösterdiler.


Etkinliği düzenleyenler adına açılış konuşmasını Bilgi teknolojileri ve Yazılım Kulübü başkanı Ömer Yıldız yaptı ve bu sene Bilişim haftası etkinliklerinin  ilkini gerçekleştirdirdiğimizi belirtti ve emeğe geçen herkese teşekkür etti.Ardından konuşma yapan Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanımız Yrd. Doç. Dr. Salih Görgünoğlu çağın bilişim ve teknoloji çağı olduğunu vurguladı.Ülkemizde Mayıs ayının ilk haftası Bilişim Haftası olarak kutlandığını hatırlattı ve öğrencilerimizin mesleki gelişimlerine destek olmak amacıyla böyle bir etkinliği düzenledik dedi.Etkinliğimizin başarılı olmasını temenni etti ve emeği geçen herkese teşekkürler etti.Son olarak konuşma yapan Rektör yardımcımız Prof. Dr. İbrahim Kadı üniversitemizin yeni kurulmasına rağmen böyle güzel etkinliklerin yapılmasının önemli olduğunun altına çizerek her türlü fikir ve projeye de üniversite yönetimi olarak desteklerini esirgemeyeceklerini söyledi.
İhsan ÖZCAN
İlk konuğumuz olan Alcatel Lucent Stratejik Teknik Destek ve Araştırma Geliştirme Grup Müdürü Sayın İhsan Özcan tarafından sunulan "Nasıl Manager Olunabilir" konulu sunum gerçekleşti.Bu etkinlik İhsan Özcan'ın Karabük Üniversitesin'deki ikinci sunumu olmakla beraber Üniversitemizde güz döneminde Alcatel Lucent'in Junior Sertifikalı bir etkinliği daha gerçekleşmişti.Bu sefer daha farklı konulara değinerek kariyer planlamasının nasıl yapılması gerektiği,Alcatel Lucenc'te verilen eğitimler,test pozisyonları,takdir ve ödüllendirme ayrıca Alcatel bünyesinde ki birimler hakkında bilgiler verdi.Kimin hangi pozisyonda daha iyi çalışabileceğini güzel örnekler ile açıkladı.Konuşması boyunca sürekli sorular sorarak ve öğrenciler arasında gezerek sunumunu sıkıcı olmaktan ziyade eğlenceli bir hale dönüştürdü.


Harun ŞEKER
Etkinliğin ikinci günü ise tüm hızıyla devam etti.İlk konuğumuz olan Etik Hacker Harun Şeker,"Bilgi Güvenliği: Hacker Kültürü ve Etik Hacker" konulu sunumunu gerçekleştirdi.Hacker kavramı hakkında bilgi veren Harun Şeker aslında hackerin bildiğimiz anlamın dışında daha farklı anlamlarının da olduğunun altını çizdi.Hacker,cracker,script kiddie,pheaker gibi terimlerin tanımı yaptı.Ayrıca Etic Hacker kavramını açıklayarak sertifikaya başvurmak ve almak için yapmamız gerekenlerden bahsetti.Sunumu Dünya genelinde ün yapmış ünlü hackerların hayat hikayelerinden kesitler vererek sona erdirdi.Sunumunun ardından  ise bir bilgisayar sisteminin nasıl ele geçirilebileceğini küçük bir demo ile gösterdi.Av durumuna düşmemiz için yapmamız gerekenleri uygulamalı olarak gösterdi.Son yirmi dakikayı hayran kalarak izledim diyebilirim.




İsmail Hakkı POLAT
Etkinliğimizin ikinci bölümünde ise Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Görevlisi İsmail Hakkı Polat "Yeni Medya" adlı sunumu ile yeni medya hakkında bilgiler verdi.Aslında benim de en çok merak ettiğim ve beklediğim sunumlardan biriydi.Bilgi,iletişim ve medyanın bir araya gelerek yeni çağı oluşturduğu dile getirerek yeni yayıncılık,yeni ekonomi,yeni iş düzenleri,yeni meslekler ve yeni öneriler hakkında bilgilendirdi.Sorularla renklenen sunumunda öğrendiğim çok şey oldu diyebilirim.Bir çok  arkadaşımın eve gidince ismini google'ladığını  ve blogu olmayanların kendilerine birer blog açtıklarını  düşünmekteyim.Facebook ve twitter'da bir çok şeye dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizerek ayrıca bizler için Linkedin açmanın zamanı geldiğini ve Friendfeed'in güzel bir sosyal paylaşım sitesi olduğunun altını çizdi.
Okutman Yasin ORTAKÇI - Murat Can DEMİR
Etkinliğin ikinci gününün sonunda ise Murat Can Demir'in moderatörlüğünde Siemens Ar-Ge mühendisi olarak çalışan Elektronik Mühendisi olan Coşkun Taşdemir ve Fitbas.com,Sosyal Medya Futbol Ligi
Arş. Gör. Oğuzhan MENEMENCİOĞLU - İsmail Emrah DEMİRAYAK
Arş. Gör. Emrullah SONUÇ - Coşkun TAŞDEMİR
Organizatörü İsmail Emrah Demirayak konuşmacı olarak katıldı.Moderatör Murat Can Demir toplum tarafından mühendislerin sosyal hayatının olmadığının düşünüldüğünü belirtti.Aksine durumun böyle olmadığını belirterek salonu kahkahalara boğan 300 Spartalı filminin alt yazılı 300 mühendis versiyonunu izletti.Daha sonrasında ise sosyalleşmenin ne demek olduğunu,insanların iyi işler çıkarabilmesi ve iyi bir kariyer için sosyalleşmesinin gerekli olduğunun altını çizdi.Daha sonrasında
 konuşmasını yapan Coşkun Taşdemir ise sosyal medyanın mühendisler için ne anlama geldiğini,herkesin bir blogunun olması gerektiğini,Friendfeed,Linkedin gibi sosyal paylaşım sitelerinin iş bulmada faydalı olacağını hatta ikinci işi olan Siemens'in kendisiyle Linkedin üzerinden irtibata geçtiğini söyledi.Sosyal paylaşım sitelerini kullanırken çok dikaktli olmamız gerektiğini de vurguladı.Ayrıca benimde seminerden önce araştırdığım Arduino kitabı hakkında bilgiler verdi.Günün son konuşmacısı olan İsmail Emrah Demirayak ise metalurji ve malzeme mühendisliği bölümünden mezun olduğunu ama mezun olduğu dönemin ekonomik krize denk geldiğini ve bir arkadaşının önerisi üzerine friendfeed'e üye olduğunu ve böylece sosyal medyada yer aldığını anlattı.Siz kendinizi geliştirirseniz başarı kendiliğinden gelir diyerek sunumunu sonlandırdı.


Günün en can alıcı noktalarından biri ise benim adıma konuklarımız ve hocalarımız ile birlikte katıldığımız akşam yemeği oldu.Hocalarımızın samimi tavırları ve konuklarımızı sorularımıza içtenlikle cevaplaması bizi onure etti.






Doç. Dr Mustafa AKGÜL
Etkinliğin son gününü hem pazar sabahı katılımın fazla olacağını düşünmememizden hem de sertifikalı bir sunum olacağından dolayı daha küçük olan Fen Fakültesi Konferans Salonun'da düzenledik.Aslına bakarsanız hepimizi şaşırtan konferans salonunun neredeyse tam kapasite de dolu olmasıydı.İlk olarak Bilkent Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mustafa Akgül "İnternet , Bilgi toplumu ve Toplumsal Paylaşım" konulu konferansını gerçekleştirdi.Bazı aksaklıklar nedeniyle sunumun neredeyse yarısını kaçırdım diyebilirim.Ama arkadaşlarımdan aldığım notlar sayesinde yine de bir şeyler yazmak istiyorum.İlk olarak internetin tarihçesi ve İnterneti nasıl algılamayız? konularına değinmiş.Daha sonrasında ise benimde takip edebildiğim bölümünde ise Bilgi Ekonomisi ve Bilgi Toplumu,Sosyal Ağlar,İnternette erişim ve Bilişim okuryazarlığı konusunda bilgiler verdi.İnternet hakkında yeni bilgiler öğrenmek güzeldi.


Kısa bir aranın ardından sunum yapan Özgür Yazılım A.Ş. 
Firmasından ve ayrıca Linux Kullanıcıları Derneği Başkanı Doruk FİŞEK ise sunumunu üç ayrı konu başlığı altında ve üç oturumda gerçekleştirdi. Doruk FİŞEK ilk sunumunu 'Linux nedir?' konu başlığı altında, Linux'un tanımı, nerelerde kullanıldığı,Linux uygulamaları ve Linux'un açık kaynak kodlu olmasının kullanıcılara olan faydalarından bahsetti ve şu an için ücretsiz olduğunu söyledi.Pardus hakkında da bilgiler veren Doruk Fişek Linux işletim sisteminin kurulumunun kolay olduğunu ayrıca işletim sisteminde virüs olmadığını anlattı.İyi derecede linux kullananların nasıl para kazandıklarınından bahsetti.Kendi adıma konuşursam sorulan sorularla birlikte kafamda ki soru işaretleri de son buldu.Sunumdan sonra konuştuğum arkadaşlarımla ortak fikrimiz artık kişisel bilgisayarlarımıza linux işletim sistemini kurmamız gerektiğiydi.Hemen arkasına dağıtılan Pardus kurulum Cd'lerini bir çok arkadaşım ve benim için ilaç gibi geldi.
Doruk FİŞEK


Doruk FİŞEK ikinci sunumu ise 'Özgür Yazılımlarla Web Programlama' ile ilgili gerçekleşti.  Web nedir?, Web Programlama, HTML, JavaScript, Java Uygulama Sunucuları, PHP Programlama Dili, PHP Çatıları konuları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.Web programlamının  belli kalıplar dışında da farklı programlama dilleri tarafından da yapılabileceğinden bahsetti.Bir çoğumuzun yeni duyduğu programlama dillerini anlattı.


Doruk FİŞEK son sunumunu ise 'Özgür Yazılım Dünyasında İş Olanakları' konu başlığı altında gerçekleştirerek, Sistem Yönetimi, Programlama, , İşe alınacak kişide önemli özellikler, Özgür Yazılım Üreten Kurumların Çalışma Ortamları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Doruk Fişek'in sunumu verilen aralarla beraber yaklaşık beş buçuk saat kadar sürdü.




Yrd. Doç. Dr. İsmail Ragıp KARAŞ
Sunumların ardından Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. İsmail Ragıp KARAŞ kapanış konuşmasını yaptı.Üç gün boyunca bizleri kırmayarak buralara kadar gelen katılımcılara teşekkürlerini sundu.Organizsayonu düzenleyenlere de teşekkürlerini ileterek umarım tüm öğrencilerimiz mezun olunca istedikleri ve sevdikleri işlerde çalışırlar diyerek etkinliği bitirdi.


Son sözlerimi söylerek yazımı tamamlamak istiyorum.
Etkinliğimizin gerçekleşmesinde katkılarını eksik etmeyen Bilgisayar mühendisliği Bölüm hocalarıma, Bilgi teknolojileri ve yazılım Kulübü üyelerine ve başkanı Ömer'e, Animasyon teknolojileri ve oyun geliştirme kulübündeki arkadaşlarıma can-ı gönülden teşekkür ederim. 




Tunahan Tolga Yıldız