15 Mayıs 2012

Gürcan Serbest ve Yiğit Ergenç ile röportajımız


Daha önce  "Oyun Sektöründen Röportajlar" başlıgıyla yayınladığımız Mahmut Saral ile Fasih Sayın’la yaptıgımız röportajlara TOGOG’dan Gürcan Serbest ve Yigit Ergenç röportajları ile devam ediyoruz.Bize zaman ayırdıkları için teşekkür ederek bir an önce röportaja başlayalım.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ? Kendinizden bahsedebilir misiniz?
Daha öğrenecek çok şeyi olan nacizane bir oyun programcısıyım. Civilization of Ottoman projesinin proje yöneticiliği ve yazılım geliştiriciliğini yürütüyorum. Ayrıca Adobe’un desteği ile geliştirilen Kent projesindede geliştirici olarak görev alıyorum. Daha önce bir oyun stüdyosundada çalışmayı deneyimleyebildim. Türkiye Oyun Geliştirici Öğrenciler Grubu’nunda kurucularından birisiyim. Bu sektörün geleceği olan gençlerle nacizane bilgilerimi paylaşmaya özen gösteriyorum.
Bilgisayar ile tanışmanız ve oyun geliştirmeye başlama zamanlarınızı anlatabilir misiniz?
Bilgisayarım ile tanışmam sanıyorum 1992 yılına kadar uzanıyor. İlk bilgisayarım bir Commodore 64′tü halen onda yaptığımız kafa ayarlarını unutabilmiş değilim. İlk programcılığıda bu Commodore 64 ile başladım. Commodore 64′ümü ilk aldığım zamanlarda teyp’imin kafa ayarı olmadığı için Commodore 64′te program yazmaya çalışarak zaman geçiriyordum. Hatta burada ilginç bir anım mevcuttur. Commodore 64′ü bilenler kutusundan çıkan kitapçığı hatırlarlar o kitapçığın arka sayfalarındaki süpriz kod isimli yaklaşık yedi sayfalık bir kodu defalarca yazdıktan sonra karşıma çıka çıka bir zıplayan top çıkmasından sonra bu işi bir daha yaparsam ne olayım demekle başlamış oldum. Oyun programcılığına ilk başlayışımın temelleri ise sanırım lise 1′de atölye derslerinde Dark Basic ile o oyunun içinde gelen sample bir projenin yüzlerini değiştirerek başlayarak oldu. Dost askerlerin yüzlerine kendimi düşman askerlerin yüzüne ise Tarkan’ın yüzünü koyuyordum .
TOGOG’un kurulma hikayesi nedir ?
Civilization Of Ottoman projesine ilk başladığımız süreçte Ben Selçuk Ermaya ve Erdem Tuzen’den oluşan üç kişilik bir ekipttik ve üçümüzde yazılımcıydık. Oyun yapmak bir çok disiplinin bir araya gelerek devam ettiği süreç. Biz ise sadece üç yazılımcı idik modelcilere, konsept tasarımcılarına, ses sanatçılarına, müzisyenlere ihtiyacımız vardı ama bunları bir araya getirecek bir bütçemiz yoktu. Bizde ilk sitemizde bir form açarak bu işle ilgilenen tüm disiplinlerden insanları bir araya getirerek bu işi yapmayı düşündük. Aslında itiraf etmeliyim ki şahsen üçümüzde çok umutsuzduk fakat oyunu duyurduktan sanıyorum bir ay sonra bir sabah forma baktığımda yaklaşık 120 başvurunun geldiğini gördüğümde heyecanlanmıştım. Bu süreçten sonra her gün başvurular artarak gelmeye devam etti. Tabi gelen başvuruların %90′ını bu işle uğraşmak isteyen gençlerdi. Bizde bu gençleri oyun sektörüne kazandırmak için TOGOG’u kurduk.
Civilization of Ottoman projesine başlamak nereden aklınıza geldi ve şu an hangi aşamadasınız?
Erdem ve Selçuk’ların daha önce üzerinde çalıştıkları Blogsa adlı bir projeleri mevcuttu. Bu projeyi kendileri tamamlayıp yayınladıktan sonra bir msn sohbetinde kendilerine sıradaki projelerinin ne olduğunu sorduğumda web tabanlı bir oyun yapacaklarını söylediler. Aslında kafalarındaki fikirleri bir hacker oyunuydu fakat sabaha kadar süren heyecanlı bir sohbetten sonra bu oyunu Osmanlı tarihi ile ilgili yapmaya karar verdik. İlk duyurumuz Azure platformu için web tabanlı bir oyundu fakat daha sonra bu oyun community’de bu denli büyük bir RTS oyununa döndü.
Oyunun adının ingilizce olmasının nedeni nedir?
Oyunun adı aslında Türkiye’de İngilizce olmayacak. Türkiye’de çıkış ismi Osmanlı Medeniyeti’dir. Bu oyunun yurtdışında satışının yapılabilmesi için oyuna birde İngilizce isim koyduk fakat sanıyorum bu isim üstümüze daha çok yapıştı ve yakıştı. Bizim amaçlarımızdan biride yurtdışında tanıtabildiğimiz kadar çok kitleye Osmanlı tarihini anlatabilmektir. Bu sebeble Japonca’da dahil bir çok dilde oyunu yayınlamaya çalışıyor olacağız tabi bu konudada dil destekleri için gönüllüleri halen bekliyoruz.
Gençlere bu kadar yardım etme nedenleriniz nelerdir?
Gençleri seviyorum. Gerçekten seviyorum gelecek onların eseri olacak şu an küçücük bir sektörüz bu sektörü onlar büyütecek ve geliştirecekler. Onlar bunun farkına bu yaşlarda varırlarsa bizim yaşımıza geldiğimizde daha ciddi işler yapacaklarından hiç bir zaman şüphem olmadı. TOGOG’u kurduğum günden bu yana gelen her gün ortalama 100 başvurunun hepsini okurken bunu tekrar tekrar anlıyor ve hissediyorum. Çok yetenekli ve ilgili gençlerimiz var ve doğru yönlendirilmeleri gerekiyor. Eğer doğru yönlendirilirlerse başarısız olmak için hiç bir sebebleri yok. Bunu sadece ben veya TOGOG değil herkes yapmalı diye düşünüyorum ki bu herkesin görevidir. Biz çok değerli gençler tanıdık mesela Dennis, Stefan, Philipp, İbrahim Ergin ve Sinan gibi kendilerinin neler yaptıklarıda ortada bir bu gençleri gördükçede sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz.
Türkiye’yi şu anda oyun sektöründe nerede görüyorsunuz?Sizce en büyük eksiklerimiz nelerdir?
Şu an yeni yeni emeklemeye başlıyoruz fakat hızlada büyüyoruz. Gün geçtikçe Know-how’larımız artıyor. Umuyorum geleceğimiz bugünümüzden daha parlak ve güzel olacak. GGJ’ler düne kadar tek bir merkezden yapılırken bu yıl 4 merkezde yapıldı. Bir çok üniversite Oyun konusunda bir lisans programı açmak için uğraşıyor. Bir çok oyun geliştirme klübü kuruldu bunlar güzel adımlar. Eksikleirmiz olarak ise iş gücü yetersizliği ve yatırımcı eksikliğini görüyorum sektörümüzde umarım bu sorunuda çok yakında üretilen türk oyunlarının başarıları ve ciddi satış rakamlarıyla türk yatırımcısına anlatarak çözebiliriz diye umut ediyorum.
Bize vakit ayardığınız için teşekkür ederiz.



Öncelikle sizi tanıyalım , Kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba Ben Yigit Ergenç, 29 yaşındayım , Eskişehirden geliyorum… AutoDesk Instructor’üm… Aktif olarak eğitmenlik yapıyorum aynı zaman da oyun geliştiriyorum…Bir oyun stüdyosunda Iphone akıllı telefon uygulamaları ve oyun geliştirme üzerine senior modeller pozisyonunda çalıştım.Daha öncesinde bilişim eğitim merkezinde eğitmen ve eğitim koordinatörü olarak çalıştım, daha öncesinde başka bir yerde sahne tasarımcısı olarak tanıştım.3 boyutlu görselleştirme , animasyon ve modelleme üzerine daha çok çalışıyorum.
Daha önce çalıştıgınız oyun stüdyosundan ayrılmanız ileride daha büyük hedefleriniz ve daha büyük projeleriniz olduğunu mu gösteriyor?
Ayrıldım , açıkcası kendi başımıza birşeyler yapmak istiyoruz,bir kurumun altında olmak istemiyoruz.Profesyonel olarak şunu söyleyim, artık kurumu sırtlayıp,kurum çatısını yükseltmek bireylere ve kurumlara büyük yük getiriyor.Bu yükü azaltmak adına ayrıldım ben.Tabi ki burada bir yapılanma alt yapım vardı.Altı kişilik özel bir stüdyom var,projeksiyonla eğitim verdiğim bir yerim var.Özel eğitimler var.Bunların çogu belki diğer eğitim kurumlarında olan eğitimler ama oyun yapımı üzerinede eğitimler veriyorum.Ayrılmam, bir kapıyı açacak diye düşünüyorum,çünkü daha fazla oyun yapımına yönelik yutlu ya da üç boyutlu görselleştirmeye yönelik daha fazla iş çıkardıgımı görüyorum.Benim stüdyoma gelen ögrencilerimin daha mutlu oldugunu görüyorum benimle çalışırken, onlara daha fazla zaman ayırabiliyorum.
Ülkemizdeki modellemecilerin, oyun geliştirici yazılımcılara göre az olmasının sebebi nelerdir?
Güzel bir soru , modelleme program gibi değil açıkçası.Modelleme de bir kişinin bir alanda uzmanlığı diye bir şey ben kabul etmiyorum.Kabul edenide reddediyorum.Belki iddaalı olacak ama,3dsMax ve katı modeleme , özellikle AutoDesk yazılımlarını kullanan kişiler özellikle animator,modelleme uzmanı texture operatorü gibi pozisyonlarda bulunacaksa şöyle birşey yapmak gerekiyor,fazlasıyla diğer alanlarda hayat adına her alanda insanın kendini beslemesi lazım.Programlama adına 2 kere 2 dörttür, ya if’tir ya else’dir yani bir şey ya olabilir ya olamaz.Modellemeye geldiğimizde örneğin bir insanın anatomisini bilmeniz gerekiyor,bir hayvanın anatomisini bilmeniz gerekiyor, bir hayvanın kas ve iskelet sisteminin nasıl çalıştığı,yürüme prensibini bilmeniz gerekiyor.Architectural Rendering veya Environment Modelling dedigimizde mekanın , bir uzayın ,doganın nasıl olması gerektigini bilmek gerekiyor.Bununla beraber bunların dokuları , kaplamaları ,similasyon ve fizik hesapları , çarpışmaları,fraction kırılmaları veya sürtünmeleri gibi şeyler işin içine girdigi için,açık konuşmak gerekirse 3d modelleme ya da animasyon alanında çalışacak arkaşların işi yazılımcılardan daha zor.Çünkü bir çok alanda kendinizi beslemeniz gerekiyor.Bu da çok zamanla ve çok ağır , yavaş yavaş olacak birşey.Türkiye’de daha zor olduğunu düşünüyorum ama, bu yüzden eğitmenlik yapıyorum ki eğer eğitimlerimden bir kişiyi kazanabilirsem kendi takımıma veya ekibime bu ülkede birşeyleri değiştirmek için bir kişi daha on kişi daha getirebilir ve bu zincirleme bir dağ gibi,denize atılmış bir taş gibi dalgalar halinde büyür diye düşünüyorum.
Kendinizi ileride nasıl görüyorsunuz.Hedefleriniz neler?
Bu da güzel bir soru,İdealist bir insanım.Steve Jobs’ı fazlasıyla örnek alan birisiyim.Bir çok zorlukla karşılaştım kariyer olarak,bunuda Personal Info ya da Kişisel Bilgilerimi olduğu yigitergenc.com adresinden yani kendi kişisel sitemden ögrenebilirsiniz.Kendimi nerede görüyorum sorusu ve Steve Jobs’u örnek almam şu açıdan önemli,Türkiye’de bu sektörü yapılandıracak eğitmenlikle birlikte,sektöre insan kazandıracak bir eğitmen olarak gelecekte mutlaka görüyorum.
Aynı zamanda bir oyun yapımcısı , bir görselleştirme uzmanı olarakta kurmayı düşündüğüm,nasip olursa Horus Graph adında bir şirketim var.Şimdi sizler gibi genç arkadaşlarla , böyle güzel organizasyonlarda tanışıp,beraber çalışıp bu şirket için güzel bir kadro oluşturmak istiyorum.Nasip olursa o şirketin hiçbir zaman müdürü ya da CEO’su olmak gibi bir niyetim yok.Tam tersine şirketteki en alt pozisyonda yine modelleme uzmanı,yine senior modeller hatta junior olarak çalışıp, onun yerine o şirketi benimle beraber ayaga kaldırcak insanlarla daha güzel bir noktaya getirmeyi istiyorum.Yani en tepede olmak değil,tam tersine böyle bir yapılanmayı oluşturup, başkalarının tepeye çıkmasına benim çektigim sıkıntıları çekmeden bir noktaya gelmelerini istiyorum.Arzum bu.
Horus Graph'ın hem eğitim vererek ,hemde Pixar’ı rol model ya da örnek alarak bir animasyon şirketi , bir oyun şirketi olmasını ümit ediyorum.
Bize vakit ayardığınız için teşekkür ederiz.Umarız hedeflerinize en kısa süre ulaşırsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder